29 Temmuz 2015 Çarşamba

İstanbul İnşaat Projeleri

İnşaat sektörü, her geçen gün kendini yenileyen bir yapıya sahiptir. Teknolojinin de gelişmesiyle birlikte İstanbul inşaat projeleri de büyük değişimler yaşamıştır. İnsanların da bu gelişimle birlikte ihtiyaçları ve yaşayış şekilleri değişmektedir. İnşaat projeleri gerçekleştiren her şirketin günümüzde yapılarda kalite, estetik, sağlık gibi bütün unsurları içinde bulunduran projeler ortaya çıkarması artık gereklilik halinde gelmiştir. Tabii ki günümüzde daha az inşaat malzemesiyle daha fazla para kazanmayı hedefleyen ve insanların yaşadıkları alanı kalitesiz yapan projelere de rastlanmaktadır.

İnşaat projelerinde, her süreç çok hassas yönetilmelidir. Bir inşaat projeniz varsa ihtiyaçlarının doğru analiz edilmesi gereklidir. Bu analizin doğru yapılması için çok iyi bir plan yapmanız gerekir. İnşaat için ihtiyaç programı yapmak inşaat sürecinde önümüzü daha rahat görmemiz açısından çok önemlidir. Her ihtiyaç inşaatın büyüklüğüne ve küçüklüğüne göre değişiklik gösterir. Yapıları amacına uygun yapmak için projelendirme sürecinin de düzgün olması gerekmektedir. Günümüzde bilinçli inşaat gerçekleştiren şirketler yapıların kaliteli olması için projelendirmeye çok önem vermektedir. İnşaatın projelendirmesinde önemli olan nitelikler, yasalara uygunluk, sağlamlık, işlevsellik, rasyonellik, güzellik, sağlıklı, kaliteli, çağdaş olması olarak sıralanabilir.

İnşaatın sistemli bir şekilde işlemesi için, inşaat işini gerçekleştirecek olan şirketin organizasyonun da iyi olması gerekmektedir. Bu organizasyonun iyi olması inşaat sürecinin daha hızlı daha kaliteli ilerlemesine sebep olur. Organizasyon içinde bulunan bütün çalışanlar görevini doğru yaptığı sürece, işleyiş ve verimliliğin çok daha seviyelere geleceği bir gerçektir. İnşaat projelerinde kullanılacak malzeme, makine vb. bütün ekipmanların kullanışlı, ekonomik, estetik, sorunsuz, kaliteli olması gerekmektedir.
İş başlarken bütün risk unsurları düşünülmelidir. Şantiyenin yeri ve kuruluşu düzgün kurallara uygun yapılmalıdır. İş güvenliğine çok dikkat edilmelidir ve sürekli kontrolleri yapılmalıdır. Stratejik planlamanın, iş programının, finans analizinin, lojistik sürecinin, zamanın, tedarikin, yasal işlemlerin, projelerin nitelik ve nicelik olarak eksiklerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.

İnşaat projelerinde, bu durumların hepsi kurallara uygun ve doğru yapıldığı sürece projenin başarılı olmaması için hiçbir neden yoktur. Günümüzde her inşaat şirketinin bu düzeni dikkate alarak insanların yaşadıkları alanlarda daha mutlu ve rahat olmaları sağlanabilir. GN İNŞAAT olarak, İstanbul inşaat projelerine bu kuralları ve hassasiyeti dikkate alarak yaklaşıyoruz.

Kat Karşılığı İnşaat Projeleri

Arsa sahibi, konut sahibi kişiler kendi imkanlarıyla inşaat yapamıyorsa veya bu işi daha önce yapmış müteahhitlere inşaat projelerini yaptırmak istiyorlarsa bu kat karşılığı inşaat yöntemi kullanırlar. Arsasına inşaat yaptırmak isteyen kişi inşaatı müteahhitle anlaşarak ona yaptırır, bu yapılan konut projesinden müteahhite ücretsiz olarak daire alır. Bu duruma bakıldığında, arsası veya eski evi yapılacak olan kişi değeri artmış yeni bir daireye kavuşacak, müteahhit projeden ev alarak karlı bir geri dönüş sağlayacaktır. Kısacası, arsa sahibi ve müteahhit firmanın karşılık olarak menfaati söz konusudur.

Kat karşılığı inşaat sürecinde, ilk olarak sözlü anlaşmaya sağlanmaya çalışılır. Yapılacak projenin detaylı sunumu yapılır, teklifler verilir. Anlaşma sağlandığı taktirde arsa sahibi ile müteahhit arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanarak anlaşma resmi olarak sağlanmış olur. Bu sözleşmede iki tarafında yükümlülükleri açık olarak belirtilir. Müteahhitin en önemli yükümlülükleri, yapılacak projede inşaat tekniklerine ve imar yönetmeliklerine uyma zorunluluğu vardır. İnşaatta kullanılacak malzemeler ve kaliteleri açıkça yazılır. Ayrıca inşaat başlangıç ve bitiş tarihi de sözleşmede belirtilmelidir. Arsa sahibinin en önemli yükümlülükleri, kanun ve yönetmeliklere göre imzalanan sözleşmede proje kendisine tamamen bitirilip teslim edildiğinde müteahhite düşen dairelerin tapularını devretme yükümlülüğü vardır.

Bazı kötü niyetli müteahhit firmaları cezp edici tekliflerle işi oldu bitti ye getirerek sorun yaşamanıza neden olabilir. Kat karşılığı arsa sürecinde özellikle arsa sahibi vatandaşların aceleci ve heyecanlı davranmadan, projenin her noktasını dikkatle inceleyerek hareket etmeleri en faydalısı olacaktır. Fakat, inşaat sektöründe adını duyurmuş, referansı kuvvetli, işinde iyi müteahhit firmalarıyla anlaşma sağladığınız taktirde bu süreçten oldukça karlı çıkmanız mümkün olur.

Kat Karşılığı İnşaat Türleri Nelerdir?

  • Arsanız üzerinde ev yaptırmak istiyorsunuz veya,
  • Tek katlı evinizin yerine çok katlı bir bina yaptırmak istiyorsunuz veya,
  • Apartmanınızdaki tüm daire sahipleri ile birleşerek yepyeni ve daha büyük bir apartman yaptırmaya karar verdiniz.

Kat Karşılığı İnşaat Sorunları

Bazı durumlarda arsa payı sahipleri inşaat başlamadan, müteahitin hakkını devretmektedir. Bu durumda tapuda daireler bile belli olacağından, henüz yapılmayan daireleri bile satma imkanı kendilerine verilmiş olur. Bazı kötü niyetli kişiler veya firmalar bu gibi durumlarda inşaat halindeki bütün binaları sattıktan sonra, inşaatı yarım bırakarak mağduriyete yol açmaktadır. Böyle durumlarda inşaat sözleşmesi yasal olarak fesh edildiği taktirde, meteahhitten daire tapusu satın alan 3. Şahısların tapularının elinden gitme riski vardır. 3. Şahısların izleyecekleri yol inşaatın imar hukukuna uygun olarak yapılıp yapılmamasına ve hangi aşamada olduğuna göre değişiklik gösterir. Ancak müteahhide karşı tazminat davası açma hakları vardır.   

Arsa Payı Hesaplama Nasıl Yapılır

Arsa payı, konum, cephe, büyüklük, eve yapılmış yenilikler vb. durumlara göre bağımsız bölümlere verilen ortak mülkiyet payıdır. Arsa payı kentsel dönüşümde biraz karışık ilerleyen bir konu olarak görülüyor. Arsa payı işleyişinde çoğu zaman sonuç istenildiği gibi gitmiyor ve birçok taşınmazda bu sebepten dolayı mahkemelerde arsa payı düzeltimi davaları açılıyor. Çoğu kat malikinin kafasında arsa payı nasıl hesaplanır sorusu var. Bunları gidermek adına aşağıdaki örneğimizi inceleyebilirsiniz.

Arsa Payı Nasıl Hesaplanır

Örneğimizde, Arsanın toplam metrekaresi 615’dir. Bina 5 bağımsız bölümden oluşuyor. Size ait olan 4 nolu bölümdür. Tapu kağıdında dairenin arsa payı 17/84 yazıyor. Buradaki 84 toplam arsa payını ifade etmektedir. Bu yazılan değerlere bakarak hesap aşağıdaki şekilde gerçekleşir. Aşağıda sadece size ait olan daireye verilen arsa payı ve bağımsız bölümlere göre dağılımı gösterilmektedir.
Size ait olan dairenin arsa payını tapu dairesinden de öğrenebilirsiniz. Kanunlara göre arsa payları orantılı olmalıdır. Orantılı bir şekilde dağıtılmadığı ya da bir bölüme arsa payı verilmediği hallerde daire sahibi arsa payının tekrardan gözden geçirilmesi için mahkemeye başvurabilir.
Bize ait olan arsa payı hesaplama formülü = Toplam m2 / Toplam Arsa Payı x Evin Satış Değeri
615/84 x 17= 124,464 m2

Bağımsız Bölüm NoBağımsız Bölüm m2Şatış DeğeriArsa PayıArsa Payı m2
1135m2170,000 TL17/84124,464m2
2120m2180,000 TL18/84131,785m2
3120m2160,000 TL16/84117,142m2
4110m2170,000 TL17/84124,464m2
5130m2160,000 TL16/84117,142m2
TOPLAM615m2840,000 TL--

Akıllı Şehir Nedir

Akıllı Şehirler, insanlara ve doğaya zarar veren bozuk kentleşme, gürültü, çevre kirliliği gibi faktörlerden kurtulmak amacıyla yapılan teknolojik ve çevre dostu projelere verilen isimdir.

Akıllı Şehir Uygulamaları Nelerdir

Enerjinin akıllı yönetimi; enerji kaynaklarının giderek azaldığı ama enerji ihtiyacının giderek arttığı bu dönemde enerji kullanımında verimlilik yakalanmazsa enerji kesintileri ve yüksek fiyatlar kaçınılmaz olacak. Çevresel etkiler de ayrıca göz önüne alınması gereken başlı başına önemli bir faktör. Evlere takılacak akıllı sayaçlar sayesinde evin her noktasında günün hangi zamanı ne kadar enerji tüketilmesi gerektiğine dair planlama yapma imkanı sağlanacak. Güneş, hidroelektrik, rüzgar gibi sürdürülebilir enerji kaynakları üretim sürecine daha fazla entegre edilirken, şebekeyi uçtan uca kontrol eden bilişim sistemleri sayesinde kayıp ve kaçaklar en aza indirgenecek. Keza evlerde, ofislerde, sanayi tesislerinde kullanılan her türlü alet, makine ve aydınlatma ünitelerinin, örneğin “A” sınıfı gibi tasarruflu teknolojilerle donatılması, enerji tüketimini çok daha makul boyutlara çekebilecek.

Ulaşımın akıllanması: şehirlerdeki artan araç sayısı ile birlikte sadece trafikte kaybedilen zaman değil, yakıt tüketiminin artması, karbon salınımının yükselmesi ve güvenli sürüş gibi birçok farklı konu ön plana çıkacak. Akıllı şehirlerde trafik başta olmak üzere ulaşımın çözümlenmesi için bilgi teknolojilerinden yararlanılacak. Şehrin belirli noktalarına yerleştirilen sensörlerden toplanan hız, konum ve benzeri bilgiler, trafiğin sıkıştığı anlarda alternatif çözümler oluşturulmasına imkan verecek. Öyle ki, gerektiğinde trafiğin durumuna göre sinyalizasyon süreleri bile anlık olarak değiştirilebilecek. Acil durumlarda hızlı ve etkin müdahaleler gerçekleştirilebilecek. Ayrıca toplu taşıma sistemlerinin durumu entegre biçimde izlenebildiğinden, halkın mobilitesi için en uygun ayarlamalar yapılabilecek. Ayrıca, yol zeminlerine döşenen elektronik hatlar yönlendiriciliğinde hareket eden sürücüsüz araçlar nedeniyle, şehir trafiği çok daha rasyonel hız ve yönde akacak. Akıllanan yerel yönetimler: şehirlerin en önemli aktörleri olan yerel yönetimler, akıllı şehir uygulamalarıyla birlikte tamamen dijital sistemlerle işler hale gelecek. Aslında halihazırda vatandaşlar belediyecilikle ilgili birçok işlemi çevrimiçi sistemler üzerinden yapabiliyor. Bu sistemlerin altyapıları geliştirilerek, başka sistemlerle “konuşur” seviyeye yükseltilecek ve şehir hayatının ayrılmaz bir parçası olacak. Akıllı kart ve uzaktan okuma teknolojileri, vatandaşlara yönelik kamu hizmetlerini pratikleştirirken, kırtasiyeyi de ortadan kaldıracak. Şehrin tüm altyapısı eşzamanlı izlenerek, bir sorun oluştuğunda anlık müdahalelerde bulunulabilecek. Güvenlik, sosyal hizmetler gibi, vatandaşlar için önemli hizmetler, veri temelli sistemler sayesinde etkin biçimde yönetilecek. Örneğin bir kazada ambulansın, bir yangında itfaiyenin, bir asayiş sorununda polisin olay yerine yönlendirilmesi, gerçek zamanlı sistemler aracılığıyla gerçekleşecek.

Ve akıllı binalar: dünyadaki enerjinin büyük bölümünü binalar tüketiyor. Günümüzde enerjinin yaklaşık yüzde 40’nı tüketen binalar, şehirleşme böyle devam ettikçe yüzde 60’lara varacak. Bu oranları daha aşağılara çekmek için tüm yaşam alanları ve binalar sensörlerle donatılacak. Elde edilen verilerle, binalardaki enerji kullanımı, güvenlik, yalıtım gibi birçok alanda önlem alınabilmesi mümkün hale gelecek. Güneş başta olmak üzere çevresel faktörleri etkin kullanarak kendi enerjilerini üretecek hale gelen binalar, ayrıca su ve benzeri kaynakların daha verimli kullanımını düzenlerken, atıkların geri dönüşümüne kadar birçok tasarruf önlemi de devreye girecek.

KAYNAK: gn inşaat 

6306 Sayılı Kanunda İmar Planı Yetkisi

İmar planı yapma yetkileri riskli yapılar, riskli alanlar ve rezerv yapılar için esas olarak belediyelerdedir. Yeni yasa ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da direkt olarak imar planı yapma yetkisi verilmiştir. Bu kapsamda bakanlık;

  • Riskli alan ve rezerv yapı alanı ile riskli yapıların bulunduğu taşınmazlara ilişkin her türlü ve ölçekteki planı resen yapmaya, yaptırmaya ve onaylamaya,
  • Riskli alan ve rezerv yapı alanındaki uygulamalarda faydalanılmak üzere; özel kanunlar ile öngörülen alanlara ilişkin olanlar da dahil, her tür ve ölçekteki planlama işlemlerine esas teşkil edecek standartları belirlemeye ve gerek görülmesi halinde bu standartları plan kararları ile tayin etmeye veya özel standartlar ihtiva eden planlar yapmaya, onaylamaya ve kent tasarımları hazırlamaya yetkilidir.


Büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki ilçe belediyelerince hazırlanan imar planı teklifleri hakkında ilgili büyükşehir belediyesinin görüşü alınır. Büyükşehir belediyesinin 15 gün içinde görüş vermemesi halinde, uygun görüş verilmiş sayılır.

İdarece veya ilgililerince kentsel tasarım projesi ile birlikte hazırlanan plan teklifleri; planlama alanı ve yakın çevresinin meri planları ve mevcut durumu gösterir bilgi ve belgeler, ilgili kurum ve kuruluş görüşleri ile birlikte Bakanlıkça uygun görülen plan teklifleri, aynen veya değiştirilerek onaylanır.

Bakanlık, uygulama alanının özelliğine, planın ölçeğine ve ihtiyaç analizine göre kendisine sunulan planda bulunması gereken esasları ve yapılacak tespit, araştırma ve inceleme konularını belirler. Bunlara göre sunulan plan kararlarını değerlendirir. Bakanlık, plan onaylarken, planlama esaslarını ve yapılan analiz ve kararlar ile birlikte planın kent bütününe ve çevresine etkisini ve uyumunu, ulaşım sistemi ile bütünleşmesini, sosyal ve teknik altyapı alanlarının sağlanmasını ve kentsel doku ve yaşanabilirlik hususlarını da dikkate alır.

Alt Yüklenici ve Taşeron Seçimi

İnşaat projeleri, inşaatın bir bölümünü, iş’i taahhüt eden ana yükleniciden veya iş’i emaneten yaptıran yapı sahibinden üstlenen inşaatçı kişi veya firmaya sermaye ve donatımı az ise taşeron, daha kapsamlı iş yapacak kapasitede ise alt yüklenici denir.

Genelde sadece işçilik iş’i üstlenenlere de taşeron denir. Bunların çoğunlukla teknik kadrosu yoktur. Yüklenicinin, alt yüklenicinin ve taşeronun seçimi zor ve riskli bir işlemdir. Seçilecek kişi veya Firma kontrole ve işverene karşı sorumlu olmamasına karşın, yaptığı eksik-aksak işler, kullandığı malzeme, ekipman ve yapı bünyesine girecek cihazlarla ana yükleniciyi sorumlu duruma sokar. İşi gerekli süratle yapamaması durumunda da sorun aynıdır.
Alt yüklenici ve Taşeron seçiminde öncelikle dikkat edilecek huşular şunlardır:

  • Referansların iyi olması
  • Konusu ile ilgili Teknik eleman olması
  • Yapacağı işin projelerini, şartnamelerini ve yerini çok iyi incelemiş olması
  • İş için ekipleri bulunması
  • İş için gerekli araç, gereç ve ekipmanı bulunması
  • Yeterli teminat verebilmesi veya kefil gösterebilmesi
  • İyi niyetli, dürüst, çalışkan ve sağlıklı olması


Alt yüklenici ve Taşeronlarla teklif aşamasında ön anlaşma ve iş alındığında kesinlikle sözleşme yapılmalı; sözleşmelerde, ana yüklenicinin sözleşmesine atıfta bulunulmalıdır.
Önemli bir neden yok ise değerli malzeme, ekipman, cihaz ve makinelerin sağlanması yükleniciye ait olmalıdır. Bu tutum hem riskleri azaltır hem de ekonomi sağlar. Aksi halde, ikinci yüklenici veya taşerona verilecek avansın yeterince arttırılması gerekir ki, bu da riskli bir durum oluşturur.

Alt yüklenici ve Taşeronların inşaat işlerindeki rolü çok önemlidir. Başarıda büyük katkıları olur. Ancak aşırı iyimser, hesap bilmez, art niyetli, deneyimsiz olan inşaatı perişan ederler. Buna rağmen iş ortasında bunların değiştirilmesi zor olur.

Bu konuda Yükleniciye düşen önleyici görevler, taşeron ve ikinci yüklenicileri teklif aşamasından itibaren her yönleri ile yakından izlemeleri, kontrol etmeleri, gerektiğinde desteklemeleri şeklinde özetlenebilir.

Bir başka önemli konu da alt yüklenici ve taşeronların işçi sosyal gereksinmelerini yeterince sağlaması ve ücretlerini zamanında ödemesi hususlarıdır. Alt yüklenici ve taşeronların bu vecibelerini aksatmadan yerine getirmeleri için sözleşmelerinde hükümler bulunmalı ve uygulanması kontrol edilmelidir.